Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi 2016 -2017 zeytin ve zeytinyağı rekoltesini açıkladı.

Hesaplamalara göre bu yıl zeytinle ilgili istatistiklerin  şöyle gerçekleşmesi bekleniyor.

-1.535.000 milyon ton zeytin hasadı
-177.365 ton  zeytinyağı üretimi bekleniyor.
-40.000 ton 2015 hasadından gelen zeytinyağı
-Ağaç başına 11 kilo yağ verimi

Verim konusunda kötü istikrar devam ediyor
Zeytin ağacı sıralamasında dünyada İspanya’dan sonra ikinci sırada yer alan Türkiye, yukarıdaki beklentilere göre zeytinyağı rekoltesinde dünya 6.cısı olması hesaplanıyor.

Karşılaştırma için İspanya’da 315 milyon zeytin ağacı-1.000.000 ton zeytinyağı üretilirken, İtalya’da 159 milyon zeytin ağacına 300.000 ton zeytinyağı üretilmekte. Ülkemizde bu rakam 171 milyon zeytin ağacına karşılık 177.000 ton seviyesinde gerçekleşiyor. Bu rakamların içine yemeklik zeytin dahil değil. Tüm verilere rağmen dün de belirttiğimiz gibi zeytin hasadını etkileyen etkenler arasında yer alan bir takım etkenler var. Dilerseniz buradan okuyabilirsiniz.

Fiyatlarda dalgalı seyir beklenmiyor

Mevcut hasat miktarları iç tüketimi karşılayacağı bekleniyor. Ortalama bir hasat sezonu olacağı tahmin edilmekle birlikte zeytinin kilo maliyetinin 3 TL civarında seyretmesi yağın maliyetini 10 TL üzerinde oluşması öngörülüyor.

Zeytin yağında ambalajlı tüketiminde yüzde 30’a varan azalmanın büyük markaları zor durumda bırakıyor. Açığa yönelen tüketiciler de tağşişli ürün tüketme tehlikesi ile karşı karşıya.

Sorunlar ve Çözüm önerileri

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin rekolte tespit çalışmaları kapsamında tespit ettiği sorunlar ve çözüm önerileri ise özetle şöyle:
— Sektörle ilgili istatistiki veriler güncel değildir. Rekolte tahmini çalışmaları uzmanların sadece tecrübelerine, gözlemlerine dayanarak yapılmaktadır. Uzaktan algılama sistemleri kullanılarak bir coğrafi bilgi sistemi ve güvenilir veri tabanı oluşturulmalıdır.
— Başta ağaç sayısı olmak üzere sektördeki verilerin güncelleştirilmesi gerekmektedir.Bunun için oluşturulacak projeyi Avrupa Birliği bakanlığımız ve sektör temsilcilerinin destek sağlanması gerekiyor.
— Yeni dikim alanları için global iklim değişikliği dikkate alınarak bu tür tehditlere karşı daha dayanıklı olabilecek rakım,konum ve toprak yapısındaki alanların havza bazlı destek modelinde Avrupa Birliği’nde daha az kayırılmış alanlar denen ve ülkemizde geleneksel meyilli alanlarda mülkim zeytinlikler için ilave desteklerin verilmeli.
— Düzenli ve yüksek verimli,ihracata uygun zeytin çeşitleri tercih edilmeli ve “sert çekirdekli” meyveler ile karışık dikimler önlenmelidir.
— Stratejik bir ürün olması nedeniyle zeytinyağının prim sistemi değişmeli. Zeytinyağına değil, destek primi dane zeytine 50 kuruş ya da zeytinyağına 1- 1.5 lira seviyelerine çıkarılmalı
— Zeytinciliğimiz büyük bir tehdit altında.Dönce altı kez Türkiye Büyük Millet Meclisi nde reddedilen Zeytincilik Yasası’nın 20. maddesine ilişkin değişiklik şimdi yedinci kez gündeme getiriliyor. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğünün hazırladığı torba yasa içerisinde yer alan değişiklikle ağaç başına 200 lira verince ağaçların katledilmesinin önü açılmak istenmektedir. Bu konuda hep birlikte karşı çıkmamız ve bunu önlememiz gerekiyor.
— Ülkemizin yerli zeytin gen kaynaklarının korunması ve çeşitli yollarla fidan ithalat rejimi engellenmeli.
— Avrupa Birliği’nde olduğu gibi piyasayı regüle edici fiyat ve destek modellerinin uygulanması gerekir.
— Zeytinyağının önde gelen sorunlarından birisi de taklit ve tağşiştir. Kontrollere ağırlık verilmesi tağşişli yağla ilgili kamu denetimleri arttırılarak etkin hale getirilmesi gerekir.
— Ülkemizin en önemli sorunu kayıt dışılık ve tüketimin düşük olmasıdır. Sürdürülebilir tarım sürdürülebilir ticaret kısacası sürdürülebilir sektör için değer zinciri içinde tüm halkaları eşit olarak yer alması ve haksız rekabetin önlenmesi büyük önem arz etmektedir.Bu kapsamda hem ihracatçımızın uluslararası pazarda rekabet edebilmesi ve hem de tüketicimizin ulaşılabilir fiyatlardan ürünü tüketebilmesi sağlanırken,Üretici sanayici ve tüccarın da mağdur edilmemesi gerekmektedir.Bu bakımdan bütüncül bir yaklaşım ve tüm Sorunlar ele alınmalı,analiz edilmeli ve çözüm yolları uygulanmalıdır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here