24 Kasım 2015’de Rus savaş uçağının düşürülmesi, Suriye mültecilerin yurt dışındaki algısı, büyük şehirlerde patlatılan bombalar ardından tarihinin en kara günleri yaşayan Türk turizm sektöründeki daralmanın ve siyasal krizin tarıma etkisini inceledik. Farklı uygulamalarla bu yangına su arasalar da, su verecek itfaiyeyi bulmakta oldukça güç.

Sadece Antalya bölgesinde 31.05.2016 itibariyle 1 milyon kişinin kaybedildiğini düşünüldüğünde 2016 tarihin en kötü sezonu olarak kayıtlara geçiyor.

Geçen yıl ocak-nisan döneminde 126.690 turisti ağırlayan Antalya bu yıl aynı dönemde sadece 12.039 kişi ağırladı. Oysaki 2014 yılında Antalya 12 milyon 498 bin ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek yabancı turist sayısına ulaşmıştı. 2015 yılında Rus ekonomisindeki kriz,rubledeki değer kaybı ile birlikte sadece! 830.000 turist azalmıştı.Rusya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı, yılın ilk 3 ayında ise yüzde 56.16’lık düşüşle 150 bin 840’tan 66 bin 127’ye gerilemişti. Turizmciler, düşüşün yüksek sezonda daha da artacağı görüşünde.

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) verilerine göre, Rus turistler 2015 yılında yurt dışında konaklama, yeme-içme, eğlence, alışveriş ve hizmete 35 milyar dolar ödeyerek ‘dünyada en fazla harcama yapan turistler’ listesinde 6’ıncı sırada yer aldı. Rus turistler 2014 yılında 50.2 milyar dolar harcama yapmıştı. Rusya istatistik bürosu Rosstat’ın verilerine göre, 2015 yılında yurt dışına çıkan Rus turist sayısı da yüzde 31.1 oranında azalarak 12.1 milyona düştü. Yurtdışına çıkan Rus turist sayısındaki düşüşün rublenin yaşadığı değer kaybının yanında popüler destinasyonlardan Türkiye ve Mısır’a dönük yasak ve yaptırımlardan kaynaklandığı belirtiliyor.

ALMAN TURİST KAYBI DA DİKKATE DEĞER

Ocak-nisan 2015 döneminde Antalya’ya gelen Alman turist sayısı 472.124 iken, bu yılın aynı döneminde 331.632 kişiye düşmüş durumda. 12 Ocak 2016 Sultanahmet bombalı saldırısında 11 Alman turistin ölmesi bu durumun başlıca sebebi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin, 24 Mayıs 2016 Salı günü ATSO Meclis Konuşması’nda “Turizm ve tarımdaki sorun, bütün sektörlere yayılmıştır. Turizm rakamlarını Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz artık yayınlamıyor, bunun nedenini de bilmiyoruz. Fakat yerli ve yabancı basın bu rakamları yayınlıyor ve herkes görüyor. Ben de burada sizlerle paylaşayım. Gördüğünüz gibi sezon yaklaştıkça turizmde kaybımız büyümektedir; önceki aylarda%30’larda olan düşüş, Mayıs ayında %40’ın üzerine çıktı. Rusya pazarını %95 oranlarında kaybetmiş durumdayız.” açıklamasında bulundu.

OTEL YATIRIMCILARI NELER DÜŞÜNÜYOR ?

Bünyesinde Antalya’da Kilikya Palace, Kilikya Resort ve Ankara’da Swissotel’i barındıran Gülsan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Gül: “Ruslar gelmiyor. Başka gelecek kimse de yok. Almanya’dan, Avrupa’dan turist gelmiyor. Memleketimizdeki terör olaylarından dolayı bu yıl Antalya’da 7 milyon turist ile sınırlı kalacağız.”

Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Ali Kızıldağ: “2016 yılı Türk turizm tarihinin en kayıp yılı olarak tarihe geçecektir. (…) Avrupa pazarında da artış sağlayacağımızı umuyorduk. Ancak güvenlik sorunları nedeniyle Avrupa pazarında da ciddi düşüşler görülüyor. Orta Doğu pazarı bile Türkiye’nin güvenirliliğini sorgulamaya başladı. En büyük sorun güvenlikle ilgili imaj sorunu oldu.”

Limak Holding Turizm Grubu Başkanı Kaan Kavaloğlu: “Son 10 yılda turizm sektöründe elde edilen kazanımların büyük bir kısmı Rusya pazarı sayesinde yapılmıştır. Biz İsrail pazarı ile ilgili olarakta yaklaşık 5 yıldır çok kötü dönemler geçiriyoruz. İlişkiler daha yeni yeni filizlenmeye başladı. Ümit ediyorum ki Rusya pazarındaki bu çalkantılı dönem 5 yıl sürmez. Eğer 5 yıl sürer ise bizim bütün kazanımlarımızı kaybetme gibi bir durum ortaya çıkar.”

ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASININ TESPİTLERİ NELER ?

Tarımsal ihracatta en önemli paya sahip olan Rusya ve Ortadoğu ülkelerindeki sorunlar nedeniyle Türkiye’nin dış ticaretindeki potansiyel kriz tehlikesinin Rusya krizi ile yakıcı biçimde tarım sektörünü etkilediğine değinilen raporda, “Yaş sebze ve meyve üretiminin yoğun olarak başlayacağı gelecek aylarda, sorun daha derinden hissedilecektir. Tarımsal ihracatımızda sorun yaşanmaması için farklı bölgelerde alternatif pazarlar bulmaya daha çok önem verilmesi gerekmektedir” denildi.

ZMO, RUSYA KRİZİNİN TARIMSAL İHRACATA ETKİSİNİ ARAŞTIRDI

Rusya ile yaşanan uçak krizinin ardından, bu ülkeye yapılan tarımsal ihracatla ilgili kapsamlı bir rapor yayınlayan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), krizin tarıma yönelik ağır faturasını gözler önüne serdi. Rusya’daki ekonomik krizin 2015 yılındaki ihracata olan etkileri henüz giderilmeden yaşanan siyasi krizin ardından Türkiye’den yapılacak ihracata yönelik Rusya’nın aldığı kararların çok daha önemli etkiler yaratacağına dikkat çekilen raporda, “Rusya`nın tarım ürünleri ihracatımıza yönelik aldığı kararların üzerinden henüz dört aylık bir süre geçmesi nedeniyle etkisi henüz tam olarak ortaya çıkmamış olmakla birlikte, bu süre zarfındaki verilerin, geçmişteki aynı zaman dilimi ile karşılaştırılması, bu konuda önemli bir gösterge olacaktır” denildi.

KRİZDEN EN ÇOK TARIMSAL ALT SEKTÖR ETKİLENECEK

Son iki yılda Rusya’ya yapılan genel ihracatın yüzde 5’ten yüzde 2,75’e düştüğünü ancak tarımsal ihracatın payının genele oranla daha yüksek olduğuna işaret edilen raporda, yaş sebze ve meyve başta olmak üzere fındık, hububat, kuru meyve, süs bitkileri, su ürünleri, tütün ve zeytin gibi ürünler çerçevesinde yapılan ihracat değerlendirmesinde şu bilgilere yer verildi: “Rusya’nın tarımsal ihracatımız içindeki payı yüzde 7’ler civarındadır. Rusya’ya yapılan ihracatta, sayılan alt sektörler içinde en önemli pay yaş meyve ve sebze alt sektörüne aittir. Yaş meyve ve sebzenin, tarımsal ihracatımız içinde yüzde 35-40 düzeyinde olan payı, Rusya’ya yapılan tarımsal ihracatta yüzde 70’den fazladır. Bu nedenle krizden en çok etkilenecek tarımsal alt sektör olacaktır. Bu etkilenme yaş meyve ve sebzenin muhafazası ve kısa sürede tüketime sunulmasının gerekmesi nedeni ile daha da fazla artacaktır. Diğer tarımsal alt sektörlere bakıldığında, süs bitkileri dışındakilerin muhafaza süresinin daha uzun olması, satılamasalar dahi, belli bir süre stok olarak tutulma imkânlarının olması, yeni arayışlar için bir süre imkânı yaratmaktadır.”

2015’TE TARIMSAL İHRACATIN YÜZDE 42’Sİ RUSYA’YA

2015 yılında Türkiye’nin yaş sebze-meyve ihracatının yüzde 42’sinin Rusya’ya yapıldığı vurgulanan raporda, bunun son 5 yılın en yüksek oranı olduğuna dikkat çekilerek, sebze meyve ihracını süs bitkileri ile tütün ve mamullerinin izlediği belirtildi.

SÜS BİTKİLERİ İHRACI BİTME NOKTASINA GELDİ

ZMO raporuna göre Türkiye’nin Rusya’ya ihraç ettiği en önemli tarım ürünleri arasında domates ilk sırayı alırken, hıyar, soğan, mandarin, limon, portakal, greyfurt gibi ürünler yer alıyor. Nar başta olmak üzere üzüm ve şeftali ihracında en önemli alıcı olan Rusya, 2014-2015 döneminde 2,643 milyon dolar seviyesinde süs bitkileri ve mamulleri satın alırken, 2015-2016 döneminde bu rakam neredeyse bitme noktasına gelerek ‘4,46 bin dolar’ seviyesine düştü.

‘KRİZİN ETKİSİ HER AY DAHA DA ARTIYOR’

Bu yılın ilk dört aylık dönemindeki verilerin, krizin etkisinin her geçen ay daha da arttığını gösterdiği kaydedilen raporun sonuç bölümünde ise özetle şu görüşlere yer verildi: “Tarımsal ihracatımızın en önemli kısmının yapıldığı Rusya ile yaşanacak sorunlar üretimimizi ve üreticilerimizi önemli ölçüde etkileyecektir. Bu sorunun alternatif pazarlarla kısa sürede giderilmesi mümkün değildir. Tarımsal ihracatımız içinde en önemli yere sahip yaş sebze ve meyvenin üretimi ve muhafazasına ilişkin özellikler sorunun etkisini daha da artırıcı niteliktedir. İhracatta yaşanan sorunun, farklı ürün seçenekleri ile aşılması meyvede daha zor olmakla birlikte, sebze üretiminde kısmen mümkündür. Bu nedenle iki ülke arasındaki sorun dikkate alınarak önlemler alınması, üretim planlaması yapılması veya alternatif pazarlar için destek ve yönlendirme yapılması sorunun çözümü için önemli katkı yapacaktır.

‘KRİZ TARIM SEKTÖRÜNÜ YAKICI BİÇİMDE ETKİLEDİ’

Tarımsal ihracatımızda Rusya ve Ortadoğu ülkelerinin payının fazla olması, bu ülkelerle son yıllarda yaşadığımız sorunlar ve bölgedeki kaotik durum dikkate alındığında, dış ticaretimizde potansiyel kriz tehlikesi sürekli olarak mevcuttu. Rusya ile yaşanan kriz ile bu tehlike yakıcı bir biçimde tarım sektörünü etkilemiştir. Yaş sebze ve meyve üretiminin yoğun olarak başlayacağı gelecek aylarda, sorun daha derinden hissedilecektir. Tarımsal ihracatımızda sorun yaşanmaması için farklı bölgelerde alternatif pazarlar bulmaya daha çok önem verilmesi gerekmektedir. Ancak bu arayışların sonuç vermesi kısa sürede mümkün değildir. Konuyla ilgili kamu kurumlarının bir eşgüdüm içinde ihracatçı birlikleri ve sektörün taraflarına desteklerini vermeleri, arayış çabalarının olumlu sonuçlanmasına önemli katkı sağlayacaktır.”

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here