Et ve Süt Kurumu‘nun 72.500 başlık Güney Amerika’dan besilik dana sözleşmesi yapması ile gündemde kendine yer bulamayan hayvancılıkta yine zor günler bekliyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizdeki hayvancılıkla geçinen aile işletmeleri ve çiftlikler her yeni ihale ile bu zor işlerden daha da kopuyor, işini kapatıp büyük şehirlere göçüyor.
Kırmızı et fiyatını kontrol etmek amacıyla sürekli ithalat yapan Et ve Süt Kurumu, kendi kuruluş amacına ne zaman döneceğini kimse bilmiyor.Kurumun ihracata dönük yapılanmasına hayvancılıkla geçinen insanların ihtiyacı var.
Meracılığın terör ve bağlantılı sebeplerle bitmeye yakın olduğu çoğu noktadaki üreticiler et ithalatından dolayı yine zor durumda. Zira en son ithalatın 1996 yılında yapılmasından sonra aradan geçen yıllarda et üretiminde sıkıntı yaşanmadı. 2010 yılında açılan ilk ihale ile artık hayvan sattıkları büyük alıcıların kendisi ithalatçı olunca küçük üreticiler de üreticilikten zamanla ayrılmak durumunda kalıyor.
Uygulanan politikalarla üreticilerin al-satçıya dönüşmesi de yakın vadede hayvancılık önündeki en büyük engellerden bir tanesi. Genel trend orta ve büyük ölçekli üreticilerin al satçıya dönüşmesinin bir kaç vakte kaldığını gösteriyor. Çözüm olarak kesimlik veya hazır et ithalatının olmadığı da her gözün net gördüğü bir olay. Gebe olarak ithal edilecek ineklerle hayvan varlığının artabileceği de üreticiden yana olanların üstünde durduğu bir nokta.
Başbakan Binali Yıldırım, 22 ağustos pazartesi günü Bakanlar Kurulu Toplantısı’ndan sonra yaptığı açıklamada Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yatırımların teşvik edileceğini, ekonomik anlamda bölgenin kalkındıracaklarını söyledi. Umarız bu açıklamalar bölgedeki hayvancılığı canlandıracak eylemler olacaktır.