Peki bu gidişat nasıl değiştirilebilir? Gelecekte sürdürülebilir bir şekilde gıda üretip herkese ihtiyacı kadar besin sunabilecek miyiz? Monitor Deloitte tarafından Dünya Ekonomik Forumu için hazırlanan raporda gelecekte bizi dört muhtemel senaryonun beklediği ifade ediliyor.
Zengin olan hayatta kalır
Bu senaryoya göre gıda tüketimi kaynaklara göre şekilleniyor, pazarlar birbirinden kopuk ve kalori bakımından zengin ülkelerle kalori bakımından fakir ülkeler arasında bir uçurum söz konusu. Raporun yazarlarından Shay Eliaz, bu senaryonun günümüzü en iyi şekilde yansıtan senaryo olduğunu belirtiyor.
Kontrolsüz tüketim
Bu senaryoda teknolojik yeniliklerle gitgide daha fazla gıda üretilecek ancak bu durum çevresel problemleri de beraberinde getirecek.
Açık-kaynak sürdürülebilirliği
Bu nispeten daha iyimser senaryoya göre hükumetler uluslararası ticareti benimseyecek, pazarlarda daha fazla şeffaflık olacak ve tüketiciler gıda üretiminin yan etkileri konusunda bilinçli olacak.
Yerel, yeni küresel olacak
Son senaryoya göre ise ülkeler kendi kendine ayakta durma konusunda gelişecek ve uluslararası ticaretten uzaklaşacak. Çevresel performans artacak ancak küresel sistem, ülkeler arasındaki karşılıklı avantajlardan faydalanamayacak. (Sadece belirli bir bölgede yetişen ürünler, diğer ülkelerde bulunamayacak) Sonuç olarak yeteri kadar yiyecek üretme imkanı olmayan ülkeler açlığın bolca görüldüğü noktalar olarak ortaya çıkacak.
ABD Başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın galip gelmesinin ardından geleceğe dair daha kötümser baktığını ifade eden Eliaz, gelecekte de ‘Zengin olan hayatta kalır’ senaryosunu göreceğimizi düşünüyor. Ayrıca gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere daha iyi tohumlar ve soğutma teknolojileri sattığını ifade eden araştırmacı, bu gelişmelerin diğer ülkelerde açlığı azaltmasını beklediğini söylüyor. Ancak tüm ülkelerde tarımın hızla gelişmesi, doğaya daha fazla zarar verilmesi anlamına da geleceği için bu gelişmeler tamamen ‘iyi’ olarak nitelendirilemiyor.
Raporda daha sağlıklı beslenmeye ve uluslararası pazarlarda daha fazla şeffaflığa yönelik çağrılar bulunuyor. Bu yöne doğru gerçekleştirilecek sistematik bir dönüşüm, insanları olası bir felaketten koruyacak. Ayrıca şeylerin interneti, gen düzenlemesi, 3D yazıcılar, robotik ve büyük veri gibi teknolojiler kullanılarak daha etkin bir şekilde gıda üretilmesi sağlanabilir.
İşletmelerin, devletin ve tüketicilerin bir arada çalışması gerektiğini belirten Eliaz, kimsenin bu sorunu tek başına çözemeyeceğini; herkesin elini taşın altına sokması gerektiğini söylüyor.