Araştırmacılar, brokoli‘nin sağlığınız için iyi olmasının nedenlerinden birini daha keşfetti.
Prostat kanserini önlemeye yardımcı olduğu bilinen brokoli’de yer alan bir bileşik olan sulforafanın, uzun ve kodlamayan RNA’lar üzerindeki etkiyle çalışabileceğini keşfettiler. Bu kanser gelişiminin ve ilerlemesinin altında yatan genetik hakkında yeni bir çalışma adımı.
Bulgular Oregon State Üniversitesi’nden Beslenme Biyokimyası Dergisi araştırmacıları tarafından yayınlandı.
Araştırma, bir zamanlar belirli bir değer veya fonksiyona sahip olmayan bir tür “önemsiz DNA” olduğu düşünülen bu lncRNA’ların, hücrelerin kanserli hücrelerin yayılmaya başlamasında kritik bir rol oynayabileceğine dair daha fazla kanıt sağlıyor.
Kanıtlar binlerce lncRNA’nın hücre biyolojisinde ve gelişiminde genellikle genlerin kontrol edildiği veya genetik işlevini yerine getirmesi için “ifade edildiği” şeklinde büyük bir role sahip olduğunu göstermektedir. Bilim adamları, bu lncRNA’lar düzensiz olduklarında, kanser dahil olmak üzere birden fazla hastalık sürecine katkıda bulunabileceğine inanıyorlar.
Araştırmacılar, lncRNA’ların özel ilgi alanına girdiğini söylüyor. Bunun sebebi ise çok yüksek oranda hücreye ve dokuya özgü olmalarıdır.
Sağlıklı hücrelerin yanı sıra malign olanları etkileyen ve istenmeyen yan etkilere neden olabilen birçok kemoterapik ilaçtan farklı olarak, lncRNA’ların kontrolü habis hücrelerin ilerlemesini spesifik olarak önlemek veya yavaşlatmak için yeni bir yol sunabilir durumda.
“Bu gelişme, kanserin nasıl tetiklenebileceği ve yayılabileceği konusundaki araştırmamızda bir dönüm noktası olabilir,” diye belirtti Üniversitenin profesörlerinden Emily Ho .
“Açıkçası, brokoli’deki en yüksek seviyelerin bazılarında bulunan bu diyet bileşiğinin, lncRNA’ları etkileyebileceği ilgi çekicidir.Bu, kanseri bastırmada rol oynayabilecek çeşitli yeni diyet stratejileri, gıdalar ya da ilaçların kapısını ya da Terapötik kontrol ile tedaviye yol açabilir. ”
Özellikle, bu araştırma LINC01116 olarak adlandırılan bir lncRNA’nın bir insan hücre dizisi prostat kanserinde yukarı doğru düzenlendiğini, ancak sülofafan ile tedavi edilerek azaltılabileceğini gösterdi. Bilim adamları verdikleri verilere göre, “lncRNA’ların kemoprezervasyon araştırması için heyecan verici yeni bir yol olduğu fikrini güçlendiriyor ve diyetten türetilen kimyasallar ifadelerini değiştirebilir” dedi.
Linus Pauling Enstitüsü ve Halk Sağlığı ve İnsan Bilimleri Yüksekokulu’ndaki araştırmacı olan Laura Beaver, sözü edilen lncRNA’nın seviyesini normale döndürebileceğini sülfarafin ile tedavi ettiklerini gösterdik ve bu araştırmanın baş editörü oldu. “Bu sadece kanser önlemesinden ibaret değil, kanser gelişimini büyük ölçüde yavaşlatacak, invaziv olmamıza yardımcı olacak yöntemler geliştirirsek, önemli bir değer olacaktır” dedi.
Araştırmacılar, diyetin lncRNA ekspresyonu üzerindeki etkisi bugüne kadar bilinmiyordu. Bu çalışmada, LINC01116 bozulduğunda prostat kanseri hücrelerinin koloni oluşturma yeteneğinde dört kat azalma olduğunu tespit ettiler.
Erkekler arasında, prostat kanseri, dünyada ikinci en sık teşhis edilen kanser ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kansere bağlı ölümlerin ikinci önemli nedenidir. Araştırmacılar, brokoli gibi, sülfomafinde yüksek olan turpgil sebzelerin tüketimini artırarak, prostat kanseri gelişme riskini azaltma imkanına sahip olunduğunu belirtti.
Aynı lncRNA, ayrıca beyin, akciğer ve kolon kanseri de dahil olmak üzere diğer birçok kanser türünde aşırı eksprese edildiğini belirtti. Bazı diğer lncRNA’lar meme, mide, akciğer, prostat kanseri ve kronik lenfositik lösemide daha yüksek seviyelerde bulunmuştur.
Diğer araştırmalarda, farelerde bir tür lncRNA’yı kodlayan genin yenilmesi, yüksek yağlı bir diyetin neden olduğu obeziteye karşı bir direnç kazandırdı.
Araştırmacılar, “Birlikte ele alındığında, bu literatür ve kendi çalışmamız, vücudumuzun diyet yanıtında lncRNA’ların önemli ve önceden kabul edilmemiş rolünün resmini çizmeye başlıyor” dedi. Bu bulgular, lncRNA’ların kanser gelişiminde önemli rol oynayabileceğini ve kanser önleme, teşhis ve tedavisinde yararlı hedefler olabileceğini göstermektedir. “
